Yoğurt Pazarı

Mersin Kent Ansiklopedisi sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

II. Mahmut döneminde Adana sancağı mutasarrıfı Seyit Ali Paşa’nın isteği üzerine Silifke (1812) ve Anamur (1814) Beylerine karşı destek verip isyanın bastırılmasında etkin olan Göğçeli, Kolağası(Yüzbaşı) Mehmet Ağa; Padişah II. Mahmut tarafından Alaybeyliğine yükseltilir. Göğçeli köyünden Akdeniz kıyılarına kadar, devlet mülkü toprakları aşiretine “arpalık” olarak bağışlanır. Tapu benzeri ferman/berat, aşiret büyüklerinden Derviş namıyla maruf Mehmet Ağa’ya verilir. Ardından Tarsus kaymakamlığı da kendisine emanet edilir. Tarsus’ta Kolağası hamamını yaptıran Mehmet Ağa, 1829 – 1830 yıllarında, Silifke-Tarsus yolunun geçtiği eski çeşmenin başında bir pazaryeri kurmayı düşünür. Bu yeri seçmesinin nedenleri arasında; 1) Deniz kıyısına yakınlığı, 2) Çevre ile ilişki kurulabilecek ilk yolların buluştuğu bir yer olması, 3) Tatlı su kaynağının bulunmasıydı. Tarsus Alaybeyi (Binbaşı), Göğçeli Kolağası Derviş Mehmet Ağa, 1831 yılında Yörükler ve Türkmen köylülerin ve tüm yöre halkının alışveriş yapacağı bir pazaryeri oluşturmak için, Mersin için önemli olacak bir karar vermişti. Bugünkü “Yoğurt Pazarı” olarak bilinen yeri, çalılardan, mersin ağaççıklarından temizletip düzleterek genişçe bir alan meydana getirdi.

Eski ismiyle Frenk Mahallesi’ndeki Mersin’in en eski meydanı ve çarşısı olan Yoğurt Pazarı, Mersin’in oluşumundaki ilk ve tek nokta sayılır.

Derviş Mehmet Ağa, köylü ve Yörüklerin davarları için gerekli olan tuzu, pazarın ilk malı olarak, Adana Karataş’tan getirtir. Tuzun yanı sıra, Kıbrıs toprak kapları, süt ürünleri, tütün, deri, yün, kıl aba, dokumaları, meyve, bal bu pazarın ilk mallarındandır. Antik dönem dokumaları “Cillium”dan Yörük kilimine kadar tüm mallar pazarda yerini alır. Levanten halkın oluşturduğu ticaret merkezinin yanındaki bu alan bir köylü pazarı niteliğindeydi. Mehmet Ağa, pazarın yönetimi için oğlu Hüseyin Ağa’yı görevlendirmişti. Pazarın kuzey yönünde şimdiki Hastane/İstiklal Caddesi kavşağında, Mersin’in ilk evini; moloz taş duvarlı, üstü toprak damlı, uzun konuk salonu olan büyükçe binayı oğlu için yaptırdı. Hüseyin Ağa’nın evinin doğu yönünde testici İsmail Efendi için bir “huğ” evi yaptırdı. Pazar yönetimine yardım eden Camili köyü eşrafına da, İsmail Efendi’nin evinin çevresinde dam ve huğ evleri yapılması için izin verildi.

Böylece Yoğurt Pazarı merkezi çevresindeki bir kaç ahşap kulübe yanında, tütüncü, demirci dükkânları sıralanmaya başladı. Eski fotoğraflarda ortada bir çeşme yapısı görülür.

Yoğurt Pazarı aslında bir alışveriş alanı olarak kurulmuştu ama kurulduğunda Mersin diye bir yer yoktu. Bu nedenle Yoğurt Pazarı zamanla kentin çekirdeğini oluşturdu.

https://www.yumuktepe.com/yogurt-pazari-31-bl/ Semihi Vural, PAMUĞUN ÇOCUĞU MERSİN VE MERSİN İSKELELERİ YOĞURT PAZARI – 31. BL