Tevfik Sırrı Gür Stadyumu

Mersin Kent Ansiklopedisi sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Temeli 1946'da atılan, 1951'de açılan ve 2018'de yıkılan stadyum adını 1943-1947 yılları arasında kentte valilik yapan Tevfik Sırrı Gür'den alır.

Müftü Deresi kenarında, denize nazır bir konumda bulunan 17 bin 500 kapasiteli stat yıllarca Mersin İdman Yurdu maçlarına ev sahipliği yapmıştır.

Stadyumdaki ilk maç 1951'de o dönem adı Çukurova İdman Yurdu olan Mersin İdman Yurdu ile Galatasaray arasında, son maç ise 2013/14 sezonunda Mersin İdman Yurdu ile Adana Demirspor arasında gerçekleşmiştir.

Tevfik-sirri-gur-stadi.jpg

2005 yılında Futbol Federasyonunun genelgeleri doğrultusunda, Mersin İdman Yurdu Spor Kulübü tarafından 7.406 adet plastik koltuk yaptırılmıştır. Tevfik Sırrı Gür Stadına 2006 yılında İl özel İdare Bütçesinden güneş enerji sistemleri, 2007 yılında İl Özel İdare Bütçesinden koltuksuz kısımlarına 1200 adet plastik oturma koltukları eklenerek koltuk sayısı 8606'ya çıkartılmıştır. Ayrıca; 2007 yılı İl Özel İdare bütçesinden elektronik futbol skorbordu yaptırılmıştır.

2011 yılında yenileme yapılarak ışıklandırma ve tüm tribünlerin üzeri kapatılıp uefa standartlarına uygun restore edilmiştir. [1]

Tevfik Sırrı Gür Stadyumu, 2013 Akdeniz Oyunları kapsamında Mersin Stadyumu'nun inşa edilmesiyle kullanılmamaya başlandı.

Yıkılışı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla yerine Millet Bahçesi yapılmasına karar verilen stadyum, 2018'de yıkıldı.

Mersin İdman Yurdu'nun onursal menajeri Hacı Bayram Birinci'nin stadın yıkılması sonrası yaptığı açıklama şöyle: "Hayatımın en acı günü çünkü burada öyle bir hayat yaşadık ki bütün sporcuların burada bir anısı var. Antrenman günlerinde bile burası bir bayram yerine dönüyordu. En güzel günlerimizi burada yaşadık. Burası Tevfik Sırrı Gür sayesinde yapıldı. Şimdi burayı böyle yıkılırken görünce göz yaşlarımı tutamıyorum. O kadar anımız var ki burada. Bu statta 1964-1965 yıllarında kamp yapardık. Burada Avrupa maçı yaptık. Şampiyonluklar yaşadık, küme düşmeler yaşadık. Buralar eskiden toprak sahaydı. Daha sonra stat bu hale geldi. Acılar da yaşadık ama güzel şeyler, şampiyonluklar, zevkler o acıların hepsini bize unutturdu. Burası Mersin’in tam merkezinde bulunan bir yerdi. İnsanlar buraya kentin her yerinden rahatça gelebiliyordu. Antrenman günlerinde bile şu andaki sahaya giden taraftardan daha çok insan geliyordu. İnsanlar burada yoldan geçerken bile bir antrenmana, bir maça giriyordu. Mersin’de her sporcu bu statta bir şeyler yaşadı. O anları yaşamak için görmek lazımdı. Burada maç olduğu gün kentin her yerinden traktörlerle, otobüslerle maça gelinirdi. Çünkü buranın ulaşımı kolay ve yer açısından sorun yoktu. Burada maç oynadığımız yıllarda herkes hafta sonunu beklerdi ki Mersin İdman Yurdu maç oynasın da maça gidelim diye. Mersin İdman Yurdu bu sahaya çıktığı zaman bizim kalbimizle birlikte sahaya çıkıyordu. Burada en çok emeği geçenlerden ikisi de Nazım Kokadır ile Edip Buran’dır. Şu anda hayatta yoklar ama bu anı görselerdi tekrar ölürlerdi. Çünkü bu insanlar spor aşığı insanlardı. Zaten böyle ağabeylerimiz aramızdan ayrılınca kentte spor düştü. Eskiden üst liglerde mücadele eden her kategoride takımımız vardı ama şimdi maalesef göremiyoruz. Bu sahanın yıkılması acı. Ancak emir, demiri kırıyor. Elimizden gelen bir şey yok. Allah’tan hayırlısı olsun. İnşallah buraya binalar dikilmez. Burası park olursa, Millet Bahçesi olursa, gençlik için bir şey yapılırsa mutlu oluruz. Başka türlü yapacağımız bir şey yok. Burada kazma vurdukları zaman benim kalbime vurmuşlar gibi oluyor. Kazma vuranı gördüğüm zaman elinden tutup, ‘Vurma kardeşim ya, vurma yazık. Bunlar ne güçle yapıldı, ne emekler verildi’ diyesim geliyor. Çünkü biz burada yaşadık. Onun için acı bir gün yaşıyoruz. Her şeye rağmen Mersin İdman Yurdu’nu bırakmamak lazım. Mersin İdman Yurdu bu şehrin kalbidir, sevgisidir." [2]