TANTUNİ

Mersin Kent Ansiklopedisi sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Devlet Sanatçısı Prof. Nevit Kodallı'nın İçel Sanat Kulübü Aylık Bültenlerinin 37. sayısındaki, bayramlarla başlayıp sözü “tantuni”ye getirdiği yazısından bazı bölümler şöyle:

“Mersin’de benim ilk hayal meyal hatırlayabildiğim bayram yeri şimdiki İleri İlkokulu ile Tarla Mektebi arasında kurulurdu. Sonraları, Halkevi binasının, yani Kültür Merkezinin yerinde kurulmaya başlanmıştı. Bayram yerinde bulunan dönme dolaplar, salıncaklar, telde kaymalar, kuklacılar, bazen cambazhaneler, baloncular, türlü türlü satıcılar rengarenk yeni giysilerle cıvıl cıvıl çocuklarla dolar, taşardı. Bazen yurdun dört bir yanından şehrimize çalışmaya gelmiş insanlar, davul zurna ile halay çekerlerdi. Yaşlı bir adam, elinde boynuz şeklinde sarı madenden yapılmış bir boru çalar, bir yandan da aklımda kaldığınca “farraş ala mahlek ma şufhihi aynek’” diye Arapça birşeyler seslenirdi.”Gel gör neler var, kendi gözlerinle gör’” gibi bir anlamı varmış bu sözlerin........ “Bir başka yanda da önünde yanan bir maltız üzerine tersine çevrilmiş bir sac içerisinde küçük parçalar halinde ciğer veya et, çevire çevire sac kavurması yapan bir adam: “tantuni kebaaab yemesi sevaaab”, “Kebaab ekmek beş uruuuuş!” diye bağırır müşteri toplardı. Arada bir de işler iyi gittiği için “keşkeem kündee bayraaam olsaa!” diye ünler, yüreciğimizi sızlatırdı.....İlle de bayramın son günü bu sözler bize daha da dokunaklı gelirdi.. Aradan yıllar geçti .. Belki 20 yıl kadar önce Mersin’de gezerken, küçük bir kebapcı dükkanında bir yazı gördüm, “Tantuni Kebap!” , “Aa, dedim, içimden herhalde çocukluğumuzdaki Tantuni’nin ya kendi, ya da çocukları gene bu kebabı yapmaya başladılar!” Bu adı, o zamana kadar bayram yerinden başka bir yerde hiç duymamıştım. Sonra zamanla Tantuni Kebabın Mersin içinde emin adımlarla yayıldığı görüldü. ......Tantuni, çok eski tarihlerde Küçük Hamamı işleten Hamamcı Yahya’nın üvey oğlu imiş, esas adı Ahmet’miş. Lakabı da “Tanta”! Küçük Hamamda bohça getirir götürürmüş, esas işi buymuş. Hani, Ahmedoş, Mehmedoş gibi terkipler yaparız ya Tantuni de “Tanta” nın bu şekilde kullanılışıymış. Kendisi Mahmudiye Mahallesinin berduşlarındanmış. Özellikle Kurban Bayramlarında, herkes yemediği için bedava ciğerleri toplayıp, bayram yerinde anlattığım gibi pişirirler, yolunu bulurlarmış. Galiba sonra da Tanta seyyar kebapçılık yapmış."